Geçiş Yazısı
Sanatın dezavantajlı insanların kendilerini ifade edebilmelerinden çok büyük bir öneme sahip olduğunu düşünüyorum fakat son iki yazımda da belirttiğim gibi sadece dezavantajlı değil tüm insanların kendini ifade etmesinin en kolay ve en etkili yollarından bir tanesinin sanat olduğunu düşünüyorum.
Aslından ben her seferinde büyük bir yanılgıya düşerek sanat dediğimde aklım çok büyük bir oranda resim gibi eserlere (çizimler, karikatürler, baskılar suluboyalar) kaydığını gördüm ama sanatın kapsadığı alanlar bir resim olmaktan hatta sadece el sanatları olmasından çok daha fazlası. Tabi ki heykel, müzik , drama ve daha sayabileceğim birçok alan var. Her biri kendi içerisinde çok fazla birikime sahip. Tarihimizin başlangıcından beri bize eşlik eden sanat sürekli kendi içinde değişimler geçirmiş. Bunun sebebi ise zaman geçtikçe insanların kendilerini değiştirip geliştirmeleri ve birbirlerinden gördükleri sanat eserlerine kendi yorumlarını eklemelerinden dolayıdır. Bu gelişmeler içinde nesillerden nesile aktarılan ve yeni yeni türeyen birçok sanat dalı mevcuttur. Bu türemeler arasında benim en çok dikkatimi çeken savaşlar sırasında ve sonrasında türeyen veyahut gelişen sanat eserleridir. Neden diye soracak olursanız , o süreçlerden geçerken insanların kültürel olarak çok büyük karmaşa yaşıyorlar sözün gelimi sosyokültürel bir yapı oluşturuyorlar bir nevi. Ayrıca o dönemi yaşayan insanlar çok büyük buhranlar yaşadıkları için bilinçaltlarındaki dışavurumculuk gücü daha da kuvvetleniyor. Kendi buhranlarından kurtulmak için sürekli üretiyor ve düşüncelerini açığa çıkarıyorlar. Tam olarak bu sebepten dolayı savaş dönemi eserlerinin günümüze kadar ulaşan en çarpıcı eserler olduğunu düşünüyorum. Başka bir yazımda sanat tarihinde savaşların etkisi hakkında konuşacağız.
Savaş dönemi dışında genel olarak dışavurumcu yani doğanın olduğu gibi temsili yerine duyguların ve iç dünyanın ön plana çıkarıldığı 20. yüzyıl sanat akımı eserlerini de çok çarpıcı buluyorum. Bunların en büyük örneklerinden biri Van Gogh. Küçüklüğümden beri hikayesine olan hayranlığımdan mı yoksa tuvallerinde görebildiğim hislerden mi bilmiyorum ama her bir eseri bende çok büyük etkiler yaratıyor. İnsanların kendilerini sanat yoluyla daha ifade edebileceğime dair inancımın geliş kaynağı da Van Gogh aslında. Van Gogh’un hayat hikayesinden ufak anlamlar çıkarmak gerekirse kendisini insanlara ifade etmek yerine sanat eserleri veya insan gözlemleriyle ifade etmeye çalışmıştır. Bu yazım diğer yazım için biraz daha geçiş niteliği taşıyor olsa da umuyorum ki okurken sıkılmamışsınızdır. Diğer yazıda görüşmek üzere.