Sanat Üzerine…

Bir önceki yazımda ‘Resim nedir?’ konusuna değinmiştim ve devamında konunun derinine inmek üzere diyerek sizlere veda etmiştim. Ne yazacağımı düşünürken aslında bu konuyu biraz da kendi bakış açımla değerlendirmek istediğimi fark ettim.

  Küçüklüğümüzden itibaren kendimizi ifade etmek için birçok yöntem keşfederiz. Bazen bu dans etmek, şarkı söylemek bazen ise bir spor yapmak yazı yazmak ile oluyor. İletişim biçimimiz ne kadar ağzımız ile olsa da kendimizi ifade ediş biçimimizin özgür olduğu alanda daha rahat oluyor. Mesela küçüklüğümüzden itibaren en az bir kez birisinin size günlük tutmanız hakkında tavsiye vermiş olduğuna inanıyorum çünkü yazı yazmanın insan üzerinde birçok etkisi var bunlar arasında; bellek gücünüzü geliştirmekten tutun bağışıklılığınızı güçlendirmeye kadar çeşitli faydaları var. 

  Günlük tutmak faydalı ama hiç düşündük mü ya kendimizi daha iyi ifade edebileceğimiz alanların üzerimizde daha büyük bir etkisi varsa? Ben mesela kendimi resim ile daha iyi ifade edebileceğime ve ilerleyen zamanlarda eskiden çizdiğim resimlere bakarak duygu durumlarımı veya o an ne düşündüğümü daha iyi tanımlayabiliyorum. Bu bana bir yazıdan daha etkileyici geliyor. Benim için asıl etkileyici olanlardan biri ise resim gizli bir dil gibi, her gören okuyamaz her anlamaya çalışan anlayamaz. Sanırım benim kendimi burada daha rahat ve özgür hissetmemin sebebi de o an ne hissedersem hissedeyim görsele döktüğümde benden veya sanatla ilgilenmeyen başka birisi gördüğünde ne anlatmaya çalıştığımı anlamayacak olması. 

  Kendimi bu kadar iyi ifade edebiliyorsam başkaları da bunu yapabilir, acaba resim çizmek hangi disiplinlerle bir arada a kullanıyor diye araştırma yapmaya başladım. Açıkçası araştırdıkça içinden çıkılamayan bir durum haline geliyor, en azından ben çıkamadım. Hem edindiğim bilgileri özümsemek için hem de sizlerle paylaşmak için bu konu hakkında birkaç noktaya değineceğim. 

 Öncelikle resmin psikolojik açıdan çok fazla etkisi var. Özellikle çocuk yaşlarda resim içsel ve dışsal engellere maruz kalmadan çocukların kendilerini ifade etmeleri araştırmacılar tarafından sıkça kullanılan bir teknik çünkü çizilen görseller çocuğun yaşı ve cinsiyetine bakılmadan, çizerin kişiliği ile bağdaştırılır. 19. Yüzyılın sonlarında çizilen resimler resmi çizenin kişiliğinin bir yansıması ve ayrıca şaşırtıcı bir biçimde bazı hastalıkların tanı ve tedavisinde aktif kullanılmasından bahsedilirken 20. Yüzyılın ortalarından itibaren çocuk resimlerinin üzerinde daha çok durulmaya başlanmıştır. Bunların yanında resmin insanlar üzerinde farklı perspektifler katması, yaratıcılığını arttırması, kritik anlarda düşünme becerisi ve sanatsal görüş katıyor. 

 Tüm bu saydıklarımdan sonra ve saymadığım onca şey varken resmin veyahut sanatın günümüzde ve ülkemizde aktif kullanıldığını düşünmüyorum. Bu durum uluslararası bağlantılarımızı da zedeliyor çünkü nasıl bir matematik insanların ortak dili olabiliyor sadece rakamlarla aynı dili bilmeden anlaşabilmeye olanak sağlıyorsa resim de aynı şekilde aynı dili bilmemize gerek kalmaksızın farklı kültürlerdeki insanları anlamamızı sağlıyor ve onlarla empati yeteneğimizi güçlendirmemizi sağlıyor. Bu yazımında sonuna geldik, diğer yazımda biraz da uluslararası resimden bahsetmek üzere görüşmek üzere.


Referans Kaynaklar:

https://facts.net/art-facts/

http://arthum.eurasianacademy.org/?sayfa=dergiayrinti&no=49&icerik=bir-iletisim-ve-terapi-araci-olarak-cocuk-resimlerinin-analizi&kategori=sanat-tarihi

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/313620

https://www.dilgem.com.tr/tr/makaleler/resim-degisimi-iletisim-sistemi-pecs-ile-ilgili-bilmeniz-gerekenler/

https://www.karakalem.info/resmin-anlatim-gucu/

https://www.acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1423881466.pdf

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/913594



Önceki
Önceki

Resim Nedir?

Sonraki
Sonraki

Geçiş Yazısı